top of page

Kalp-Damar Hastalıkları ve Tedavi Yöntemlerindeki Gelişmeler

Kalp hastalıkları, inme ve diabet gibi hastalıklar bugüne kadar gelişmiş toplumlara özgü sorunlar olarak algılanırken artık gelişmekte olan ülkelerde düşünülenden daha fazla sorun haline geldiği kabul edilmektedir.


Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Kalp Damar Hastalıkları Bölümü Koordinatörü Dr. Shanthi Mendis bu konuya dikkat çekerek politikacıları ve politika geliştiricileri kalp damar hastalıkları salgınına karşı önlem almaya çağırmıştır.


Orta gelir düzeyine sahip Brezilya, Çin, Güney Afrika ve Tataristan ile alt gelir seviyesine sahip Hindistan da yapılan bir araştırma Hindistan, Güney Afrika ve Brezilya’da kalp damar hastalıklarından ölüm oranının Amerika Birleşik Devletleri’nden 2 kat fazla olduğunu ortaya koymuştur. Güney Afrika’da 35-44 yaş grubunda yer alan erkeklerden % 12'si, kadınlardan % 17,2'si kalp damar hastalıklarından kaybedilmiştir. Hindistan’da her yıl kalp damar hastalıklarından ölen 5 milyon kişinin % 28’i 65 yaşın altındadır.


Bütün bu rakamlar kalp damar hastalıklarının halk sağlığı alanında öncelikli bir sorun olarak ele alınarak önlem alınmasını gerektirmektedir.


Bunların arasında sigara üretim ve tüketiminin azaltılmasına yönelik önlemler, sağlıklı beslenme ve egzersiz yapma konusunda kampanyalar düzenlemek ve okullarda eğitim vermek gibi  programların uygulanması gelmektedir. Bu durum 17-22 Mayıs tarihleri arasında  düzenlenen 57. Dünya Sağlık Asamblesi’nde WHO tarafından 192 üye  ülkeye bildirilerek önlem almaları istenmiştir.


2004 yılında kalp damar hastalıklarının yaygınlaşması ve genel bir halk sağlığı sorunu haline gelerek önlemler alınması yönünde yukarda belirttiğim koruyucu hekimlik uygulamaları yanı sıra tedavi konusunda da gelişmeler olmuştur.

 


Kök Hücre Tedavisi:


Kök hücre tedavisi kalp damar hastalıklarının tedavisinde de yeni ufuklar açan bir yöntem olarak gelişmesini sürdürmektedir.


Bu tedavinin esasını kalp damarları tıkandığı için kalp krizi geçiren ve tıkalı damarın beslediği kalp bölümünde hücre ölümü olmuş  kişilerde bu kısmı besleyen damara kök hücre verilerek yeni damarlar ve yeni kalp hücreleri gelişmesini sağlamak oluşturmaktadır.


Hasta kişiden kemik iliği alındıktan sonra bazı merkezler bunu  ayrıştırmadan kullanmaktadır. Ancak daha etkili olan yöntemde özel laboratuarlarda kemik iliği kök hücreleri (CD34, CD45, CD 131 ve CD 133) mezankimal formda ayrıştırılmakta  ve daha sonra hücre ölümü olmuş ve kasılmaları bozulmuş kalp bölümünü besleyen damara katater yardımı ile verilmektedir. Bir süre sonra bu kök hücreler in bir kısmından yeni damarlar oluşarak  o bölgeyi beslemeye başlamakta, aynı zamanda bir kısmından da yeni kalp hücreleri gelişerek ölü hücrelerin yerini almaktadır.


Yapılan çalışmalarda 6 hafta ile 4 ay arasında değişen sürelerde geçirilmiş kalp krizi alanının % 20 oranında küçüldüğü ve kalp performansının % 20 oranında arttığı belirlenmiştir.


Yine bir başka yöntem olarak da doğrudan kalp adelesi içerisine kök hücreleri verilmektedir. Bunun da kalp yetmezliği olan hastalarda  kan akımını artırarak bölgesel ve genel olarak kalp işlevlerini artırdığını gösteren çalışmalar vardır.


Bacak  damarlarında tıkanıklık olduğu için ayak ve bacaklarında beslenme bozukluğu olan hastalarda da kök hücre tedavisi uygulanmaktadır. Bu  hastalarda tıkanıklık olan yerin üst kısmından başlanarak aşağıya doğru 5 cm aralıklarla adele içerisine kök hücre verilmekte ve yeni yan damarlar oluşumu ile iyileşme sağlanmaktadır.


Bu alanda bundan sonra beklenebilecek gelişmeler arasında kök hücre tedavisinin büyüme hormonu, sitokinler gibi farmakolojik yöntemler ile birlikte uygulanmasının hastalarda görülen iyileşme oranını daha da artırmasıdır ve bunu sağlamaya yönelik çalışmalar devam etmektedir. Ayrıca acil veya normal koroner bypass ameliyatları sırasında damar yapısı uygun olmadığı için bypass yapılamayan kalp bölgelerine hemen ameliyat sırasında kök hücre ayrıştırarak  vermeye yönelik çalışmalar da vardır.

 


Aşı:


Geçtiğimiz 100 yılda halk sağlığını iyileştiren en önemli atılımlardan birisi çeşitli enfeksiyon hastalıklarını önlemeye yönelik olan aşıların geliştirilmesidir.


Son yıllarda enfeksiyon dışı kronik hastalıklara karşı da aşı geliştirmeye yönelik önemli çalışmalar vardır. Bunların arasında kanser, Alzheimer hastalığı, diyabet ve kalp hastalıklarına neden olan atheroskleroz (damar sertliği) gelmektedir. Kanda bulunan LDL (düşük dansiteli lipoprotein)'nin okside olmuş formunun atherosklerozda kilit rol oynadığı bilinmektedir. Buna karşı vücutta bağışıklık cevabı gelişmesinin atheroskleroza karşı koruyucu etki yaptığı gösterilmiştir. Okside LDL ve alt grupları kullanılarak aşı geliştirmeye yönelik çalışmalar devam etmektedir.

 


Kalp yetmezliği tedavisi:


2004 yılında kalp yetmezliğinin tedavisinde çeşitli yardımcı aletler ile uygulanan destek tedavi yöntemlerinde de gelişmeler olmuştur. Bunların bir kısmı kalbi dıştan sararak genişlemesini önlemeye yöneliktir. Sol karıncığa yardımcı aygıtlar ise daha çok tedaviye yanıt vermeyen hastalarda kalp nakli yapılana kadar hastayı yaşatmak amacı ile kullanılmaktadır. Kalp yetmezliğinde kalbin her iki karıncığının kulakcıkla aynı zamanda kalp pili ile uyarılarak kasılmasının sağlanması ile hastanın daha rahat bir yaşam sürdüğünü gösteren çalışmalar vardır ve bu yöntem de kalp yetmezliği tedavisinde kullanıma girmiştir.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Sevgi, Tutku, Aşk

“İnsan düşünen hayvandır”  tümcesinin vurguladığı en belirleyici nokta düşünmekten vazgeçtiği veya düşünemediği anda insanın hayvanla...

 
 
 

Comments


  • Youtube
  • LinkedIn
  • Facebook

© 2025 Prof. Dr. Ali Kutsal. Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page