top of page

Damar Sertliği Nedir?

Damarlarda darlık veya tıkanmaya yol açan en önemli neden aterosklerozisdir (damar sertleşmesi).


Genç ve sağlıklı atardamarlar esnek, güçlü ve elastik bir yapıdadır. Yaş ilerledikçe herkeste damar duvarında kalınlaşma ve  kalsiyum toplanması gelişerek esneklik azalır.


Bu doğal gelişimin aksine aterosklerozda damar iç duvarı kalınlaşır, düzensizleşir, yağ ve kolesterol birikir. Böylece damar iç çapı giderek daralır ve yeterli kan geçemez olur.


Herkeste yaşla birlikte damar duvarında sertleşme ve esneklikte azalma görülebilir.


Bazı kişlerde bunun daralma ve tıkanmaya yol açacak şekilde ateroskleroza dönüşmesinde belli risk faktörleri etkilidir:

 

  1. Genetik yapı

  2. Yüksek tansiyon

  3. Yüksek kolesterol düzeyi

  4. Sigara

  5. Diabetes mellitus

  6. Şişmanlık

  7. Yaşam biçimi

  8. Stres

  9. İleri yaş

  10. Erkek cinsiyet

  11. Menapoz

  12. Çeşitli ilaçlar (sigara içen kadında oral kontraseptif kullanımı)

 

Değiştirilemeyen risk faktörleri:

  1. Cinsiyet

  2. Yaş

  3. Genetik faktörler

 

Kontrol edilebilir risk faktörleri:

  1. Yüksek tansiyon

  2. Yüksek kolesterol düzeyi

  3. Sigara

  4. Diabetes mellitus

  5. Aşırı kilo

  6. Uygunsuz diyet

  7. Fiziksel inaktivite

  8. Stres

 

Bu risk faktörlerinden örneğin yüksek kolesterol ve sigara birleşince, her birinin tek başına yaptığının toplamından daha fazla riske neden olur.


Bu faktörler birleştikçe risk oranı katlanarak artar.

 

Kalıtım:

Eğer anne-baba ve birinci dereceden  akrabalarda erken yaşta kalp krizi varsa risk vardır. Eğer baba veya erkek kardeşiniz 55, anne veya kızkardeşiniz 65 yaşından önce koroner arter hastalığına yakalanmışsa sizin de riskiniz normalden yüksektir.


Kolesterol:

Kolesterol vücudumuzun bütün hücrelerinde bulunan yağ benzeri bir maddedir. Hücre zarının, bazı hormonların yapımında kullanılır. Ancak kan kolesterol düzeyi ne kadar yüksekse kalp hastası olma ihtimali de o kadar yüksektir.


Yağların emilimi, karaciğerde işlenmesi, yapılması, hücreler tarafından alınması, hücreler yıkıldıktan sonra karaciğer tarafından geri alınması çok karmaşık bir olaylar zinciridir. Bu zincirin çeşitli halkalarında doğuştan oluşabilen farklılıklar kişilerde yağların kan düzeylerinin de farklı olmasına yol açarlar. Yani en önemli genetik risk yüksek kan kolesterol düzeyine sahip olmaktır (ailesel hiperkolesterolemi). 


Kolesterol ve diğer yağlar kanda erimedikleri için lipoproteinler tarafından taşınırlar. Bu taşımada iki tür lipoprotein görev alır. Kötü huylu kolesterol olarak isimlendirilen LDL kanda kolesterolü taşıyan başlıca lipoproteindir. Kanda yüksek olduğu zaman damarların iç yüzüne yapışıp buralarda plaklar oluşturur. Kolesterol dışındaki bazı maddelerin de eklenmesiyle bu plaklar büyür ve bunlar üzerinde oluşan çatlaklarda oluşan pıhtılar damarları tıkar.


İyi huylu olarak isimlendirilen HDL ise damarlarda kolesterolün birikimini önler. 


Aileden geçebilecek diğer faktörler yüksek tansiyon, şişmanlık ve şeker hastalığıdır (Diabetes Mellitus). Ailenin beslenme alışkanlığı, ev içinde sigara içilmesi veya egzersiz yapılmadan geçen bir yaşam da kalıtsal olmasa da kişi üzerinde etkileyici faktörlerdir. Günlük besin tüketimindeki yağ miktarı  da kolesterolün kan düzeyini belirler.


Sigara, kolesterolün damar duvarında birikmesine ve biriken yağ plaklarının çatlayarak damarı tıkamasına neden olduğundan bırakılmalıdır. Sigara içme kandaki iyi kolesterol düzeyinin düşmesine  de neden olur. Fiziksel aktivitenin arttırılması da kötü kolesterolün düşmesine, iyi kolesterolün yükselmesine yol açar. Günlük en az 30, ortalama 45 dakikalık yürüyüş kalp hastalığı riskinizi azaltacaktır.


Türk Kardiyoloji Derneği tarafından yapılan TEKHARF çalışması Türk toplumunda HDL seviyelerinin düşük olduğunu göstermiştir. Ayrıca son zamanlarda yapılan başka çalışmalarda düşük HDL seviyesi olan kadınlarda meme kanseri görülme oranının daha yüksek olduğu gösterilmiştir.

 

Yaş:

Yaşın ilerlemesi ile birlikte sağlık sorunları görülme olasılığı artar. Erkeklerde 45, kadınlarda 55 yaştan sonra koroner arter hastalığı görülür. Ama risk faktörleri kontrol altına alınarak bu olasılık azaltılabilir. Buna ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi olur. Menopoz öncesi dönemde kadınlarda koroner arter hastalığı görülme sıklığı düşüktür. Kadınlarda genel olarak  koroner arter hastalığı 10 yıl daha geç gelişir ve bunda da östrojen hormonu etkilidir.

 

Kontrol edilebilir risk faktörleri:

Bunlardan herhangi birisinin kontrolu diğerleri üzerinde de olumlu etki yapar. Örneğin düzenli egzersiz yapmak kan basıncını düşürür, kilo kontrolunu sağlar iyi kolesterol olarak bilinen HDL seviyesini yükseltir.


Sigara, şişmanlık veya inaktif yaşam kişi tarafından bilinen  faktörlerdir. Ama yüksek kolesterol, şeker hastalığı veya kan basıncı yüksekliği ancak yapılacak ölçümler ile saptanabilir. Bu nedenle check-up olarak ismlendirilen kontrollar önemlidir.


40 yaşına kadar 3 yılda bir;40-50 yaş arasında toplam 4 kez;50-60 yaş arasında 5 kez, 60 yaştan sonra ise her yıl bir kez kontrol gerekir. Eğer bu kontrollardan herhangi birisinde saptanan bir anormallik varsa o zaman onun kontrol altına alınması açısından daha sık yaptırmakta yarar vardır.

Risk faktörlerinin kontrolu koroner arter hastalığının ortaya çıkma ve ilerlemesini önlemek açısından önemlidir.


Ancak koroner arter hastalığı saptandıktan veya kalp krizi geçirdikten sonra da bu faktörlerin kontrolu  atheroskleroz ve koroner arter hastalığının ilerlemesi ve yeni bir kalp krizi geçirme riskini azaltma açısından gereklidir.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Sevgi, Tutku, Aşk

“İnsan düşünen hayvandır”  tümcesinin vurguladığı en belirleyici nokta düşünmekten vazgeçtiği veya düşünemediği anda insanın hayvanla...

 
 
 

Commentaires


  • Youtube
  • LinkedIn
  • Facebook

© 2025 Prof. Dr. Ali Kutsal. Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page